Eski Türkler Neye Inanırdı ?

Idealist

New member
Eski Türklerin İnanç Sistemi

Eski Türkler, Orta Asya'nın geniş bozkırlarında ve dağlık bölgelerinde yaşamış, oldukça köklü bir kültüre sahip bir halktır. Onların inançları da toplumlarının değerleri ve yaşam tarzları ile şekillenmiştir. Türklerin inanç sistemi, doğa ile uyumlu bir şekilde gelişmiş ve çok yönlüdür. Eski Türkler, hem şamanizm hem de göksel güçlere inanmış, ayrıca diğer doğa güçlerinin etkisi altında yaşamışlardır. Bu makalede, eski Türklerin inanç sistemini ve bu inançların toplumsal yapılarındaki yerini inceleyeceğiz.

Şamanizm ve Eski Türklerin Dinî İnançları

Eski Türklerin en temel inanç sistemi şamanizmdi. Şamanizm, doğayla iç içe bir yaşam süren ve ruhani alemle bağlantı kurabilen şaman adı verilen kişilerin aracılığıyla yürütülen bir inanç sistemiydi. Şamanlar, halkın ruhsal ve fiziksel hastalıklarını tedavi eder, kötü ruhları kovar ve iyi ruhlarla bağlantı kurarak insanların dileklerine aracılık ederdi. Bu inanç, eski Türk toplumunda önemli bir yer tutmuş ve toplumun sosyal yapısını şekillendirmiştir.

Eski Türkler, ruhların varlığına ve bu ruhların insanların günlük yaşamlarını etkileyebileceğine inanırlardı. Ölülerin ruhlarının, yaşayanların hayatlarını etkilemek için geri dönebildiği düşünülürdü. Bu yüzden ölülerin mezarları, çok titiz bir şekilde korunur ve onlara yönelik çeşitli ritüeller yapılırdı. Şaman, aynı zamanda savaş öncesinde askerlere moral vermek, düşmanlarını yenmek için de önemli bir figürdü.

Gök Tanrı İnancı ve Tanrıların Rolü

Eski Türklerin inanç sisteminde Gök Tanrı (Tengri) inancı oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Gök Tanrı, her şeyin yaratıcısı olarak kabul edilir ve tüm evrenin düzenini sağlayan bir güç olarak görülürdü. Gök Tanrı, sadece Türklerin değil, Orta Asya'nın birçok halkı tarafından tapınılan bir varlık olmuştur. Gök Tanrı’nın, yeryüzündeki tüm olayları ve insanları yönetme gücüne sahip olduğuna inanılırdı.

Türkler, Gök Tanrı'ya dua ederken, onun kudretine ve büyüklüğüne olan saygılarını gösterirlerdi. Eski Türkler, Gök Tanrı’yı hem doğrudan hem de doğa olayları aracılığıyla hissettiklerine inanırlardı. Bu bağlamda, gök gürültüsü, şimşek ve rüzgar gibi doğal olaylar, Tanrı'nın bir işareti olarak kabul edilirdi. Gök Tanrı'ya inanmanın yanı sıra, Eski Türkler doğada var olan diğer tanrılara da saygı gösterirlerdi. Bu tanrılar arasında yer ve su tanrılarına, özellikle suyun hayat veren gücüne inanılırdı.

Eski Türklerin Doğa İle İlişkisi ve Doğa Güçlerine İnanç

Eski Türkler, doğaya son derece saygılı bir halktı. Toprağa, suya, dağlara ve göklere tapınırlardı. Doğa güçleri, eski Türklerin günlük yaşamlarında çok önemli bir yer tutmuş, hayatlarını etkileyen her şeyin arkasında bir doğa gücünün olduğuna inanmışlardı. Eski Türkler, tabiatın tüm unsurlarının, canlı ve cansız varlıkların bir ruh taşıdığına inanırlardı. Bu inanç, onların doğa ile uyum içinde yaşamasına neden olmuş ve yaşam tarzlarını belirlemiştir.

Bu inanç doğrultusunda, eski Türkler çeşitli doğal varlıklara taparlardı. Dağlar, göller, nehirler ve ağaçlar, doğanın kutsal varlıkları olarak kabul edilirdi. Birçok ritüel, bu doğa güçlerine adanmış ve onların gücünden yararlanılmak istenmiştir. Özellikle dağlar, birer kutsal mekan olarak görülmüş, buralarda yapılan ibadetler büyük bir öneme sahipti.

Atalar Kültü ve Eski Türkler'in Anıtkültü

Eski Türkler, atalarına büyük bir saygı gösterirlerdi. Atalar kültü, Türklerin inanç sisteminin önemli bir parçasıydı. Eski Türkler, ölülerin ruhlarının hayatta olanları etkilediğine inanırlardı ve bu nedenle atalarının ruhlarına dua ederlerdi. Atalar kültü, toplumsal düzenin korunmasında ve nesilden nesile aktarılan geleneklerin yaşatılmasında büyük bir rol oynamıştır.

Türkler, atalarının ruhlarına yönelik ritüeller düzenler, onları anmak için çeşitli törenler yaparlardı. Bu törenlerde, ataların ruhlarına yemekler sunulur, özel dualar edilir ve onların huzur içinde olabilmesi için çeşitli kurbanlar verilirdi. Bu ritüeller, hem toplumsal bir bağ yaratır hem de eski Türklerin köklerine olan bağlılıklarını gösterirdi.

Eski Türkler’in Rüya ve Kehanet İnancı

Eski Türkler, rüyaların ve kehanetlerin önemli bir rol oynadığına inanırlardı. Rüyalar, Tanrı’dan gelen bir mesaj olarak kabul edilir ve kehanetler, halkı yönlendiren önemli bilgiler sunardı. Bu inanç, şamanlar tarafından gerçekleştirilen çeşitli rüya yorumlama ve fal bakma ritüelleri ile pekiştirilirdi.

Rüyalar, hem bireysel hem de toplumsal anlamda bir rehber olarak görülürdü. Eski Türkler, rüyalarının geleceği veya önemli bir olayın işaretini taşıdığına inanırlardı. Bu inançlar, şamanların da toplumsal rollerini güçlendirir ve onları toplumun rehberleri haline getirirdi.

Sonuç: Eski Türklerin İnançlarının Toplumsal Hayata Etkisi

Eski Türklerin inanç sistemi, onların yaşam biçimini, kültürel değerlerini ve toplumsal yapılarını derinden etkilemiştir. Şamanizm, Gök Tanrı inancı, doğa güçlerine saygı ve atalar kültü, eski Türklerin günlük yaşamlarında ve sosyal ilişkilerinde önemli bir yer tutmuştur. Eski Türkler, inançlarını hem bireysel hem de toplumsal anlamda yaşamışlar, bu inançlar aracılığıyla bir arada yaşama kültürünü geliştirmişlerdir. Bu inançlar, onların doğayla uyum içinde yaşamalarını, ruhsal dengeyi korumalarını ve toplumda bir birlik duygusu yaratmalarını sağlamıştır.